Kalp krizi, kalbi besleyen damarların aniden tıkanması durumudur. Buna bağlı beslenemeyen kalp dokusunun can çekişmesi ile şiddetli göğüste yanma, baskı, ağrı gelişir ve beraberinde nefes darlığı, terleme, bayılma, çarpıntı gibi şikayetler gelişir. Bu yazımda kalp krizini yaşamış, gerekli acil tedavilerini almış ve artık normal hayatına dönmüş ya da dönmeyi planlayan okuyucularıma seslenmek istiyorum. Çünkü normal hayata dönüş bazen hiç de kolay olmamakta ve içinde bazen çok tereddütler barındırmaktadır.
Öncelikle bunu yaşayan tek kişi siz değilsiniz ve maalesef son kişi de siz olmayacaksınız. Kalp krizi ve kalp damar hastalıkları ülkemizde çok yaygın görülen bir hastalıktır. Acil tedavilerinizi olduktan sonra elinizde birçok ilaçla kendinizi yalnız bırakıldığınızı düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Bu ilaçların birçoğu zaman içinde görevlerini tamamlandıktan sonra kesilecek ve zaruri birkaç ilaçla hayatınız devam ettireceksiniz. Unutmayın sizin moraliniz bizim için ve kalbiniz için de çok önemlidir. Öncelikle nasıl her insanın parmak izi ayrı ise sizin özelinizde kalp tedavinizde farklılık gösterecektir. Bu nedenle internetten edindiğiniz denetimsiz bilgilerden veya etrafınızda size sürekli akıl üfleyen kişilerin ehil olmayan bilgilerine gereğinden fazla önem vermeyiniz. Güvendiğiniz bir kalp doktorunuzla tedavinizin uzun dönemli sürecini değerlendiriniz. Sadece ilaç yönetimi değil kalp doktorunuzun mentörlüğünde beslenmeniz, sporunuz, iş ve özel hayatınızda dikkat edilecek durumları ayrıntılandırınız. Bu değerlendirme ve süreç sizin tekrar kalp krizi kuyusuna düşmenizi engeller ve hayatınızın rotasını belirler. Mevcut yapılan anjiyo ve evraklarınızı mutlaka özel bir şahsi sağlık dosyası tutarak yazılı olarak da saklayınız. Özellikle il dışı seyahatlerinizde bavulunuzun en altına bu dosyanızı, ilaç listenizi koymayı ihmal etmeyiniz. Diyalog kurabileceğiniz bir hekiminiz ile uzun süreli bir süreci yönetebilmeniz sizi tüm belalardan ve kazalardan koruyacaktır.
Sağlıklı ve güzel günlerde görüşmek dileği ile…